Görünmeyi gösteriş yapmakla karıştırmak aslında iş hayatındaki bir çok profesyonelin özellikle sosyal medyada öne çıkmasına engel oluyor.
Gün için konuştuğum, tanıştığım ya da danışmanlık verdiğim bir çok kişiyle kişisel markalaşma üzerine konuştuğumda, hemen hemen herkes, kişisel markalaşmanın öneminin farkında, ve fakat bu konuda kafalarda soru işaretleri, endişeler, çekinceler var. Özellikle de kadınlar da...
Bu, çoğunlukla da yanlış örneklere bakarak, kişisel markalaşma hakkında (yanlış) fikir sahibi olmaktan kaynaklanıyor. Yaptığı işi olduğundan büyük gösteren, ‘iş hayatında şov yapan’ kişileri, kişisel markalaşma zannederek kendine referans alan kişiler, onlar gibi olmamak için kendini sessize alıyor.
Çünkü ortaya çıkarsa, bu hoşlanmadığı örneklere benzemekten, ‘çiğ’ durmaktan, böbürleniyor ya da şov yapıyor gibi durmaktan çekiniyor. En çok da odağı, işinde gücünde olan, fayda yaratmak, bulunduğu kuruma, hizmet verdiği kitleye değer katmak, işini geliştirmek ve ilerlemek olan kişilerde bu endişe çok daha yüksek.“Boş başak dik, dolu başak eğik durur” diye bir atasözü vardır ya, tam da öyle.
Maalesef artık zaman değişti, ‘Dolu başak’lar da kendi çizgilerini ve ‘ağırlıklarını’ koruyarak görünebilir, sesini çıkartabilir. İş hayatında görünmeyenin yok sayıldığı bir dünyada, o kadar kıymetli ‘başak’lar var ki sesi daha geniş kitlelere ulaşması gereken, yaptığı işin maddi/manevi değer karşılığını alması gereken, daha geniş kitlelere değer katma potansiyeli olan… Gösteriş yapmak için değil, fayda yaratmak için.
Yanlış örneklere bakarak, kişisel markanı sessize alma, çünkü gösteriş yapmadan, ve aynı zamanda yaptığın işin değerini azaltmadan, küçümseden anlatmanın kendi tarzında bir yolunu yaratabilirsin.
Ve unutma, dolu buğdayların başı eğik olsa da, onlar bile görünür.
Comentários